Sayfalar

Bu Blogda Ara

Tuzlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tuzlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1-2-3 HOOOP POĞAÇA

Evet başlıktaki kadar kısacık bir sürede hazırlanabilecek bir poğaça bu gün ki tarifimiz. Puf mu puf, havalı mı havalı hem de yumuşacık olanlarından. İster pazar kahvaltılarınızı taçlandırın, ister yapın buzluğa kaldırıp hafta içinde de evdekilere süpriz yapın. Üç malzemeli kolay mı kolay bu tarif için malzemeleri saymaya ne dersiniz.

MALZEMELER:

-3 paket hamur kabartma tozu
-2 su bardağı yoğurt
-1 su bardağı sıvıyağ
-aldığı kadar un
-tuz

İçi için:
-2 adet haşlanmış patates
-1 su bardağı lor peyniri
-1 demet maydanoz
-Tuz

Üzeri için:
- 1 adet yumurta
- Galeta unu



Hazırlanışı:

Önce sıvı malzemeleri karıştırma kabına alıp birbiriyle özdeşleşecek kadar yoğuralım. Üzerine un ekleyip kulak memesi kıvamında bir hamur elde edelim. Sonra iç malzemeleri hazırlayıp dinlenen hamurdan ceviz büyüklüğünde hamurlar kopartıp yuvarlayıp şekil verelim. Üzerine yumurta sürüp galeta unu atıp üzeri kızarana kadar 180 derecede pişirelim.

Çatlak görüntüsünün altında pofidik bir lezzet yatıyor. Hadi hanımlar ev halkını sevindirelim...Afiyetle...Musmutlu haftalar...




NALAN ŞEFİN SAC BÖREĞİ

Kışın soğunu iyiden iyiye hissetmeye başladığımız yeni bir günden hepinize  sıcacık kucak dolusu selamlar. Malum bizim memleket kışı geriden takip eder. Kasım, aralık mevsimleri de sonbahar tadında geçer. Yapraklar sararsa da doğa hep yeşil kalır.

Bu kadar hava attıktan sonra size tarifimden bahsetmek istiyorum. Bizim oralarda gelen her misafire özene bezene hazırlanır. Pratiktir ama el becerisi ister. Ege de Akdenizde gezerken yol kenarlarında, sahillerde kısacası her yerde karşınıza çıkar. Muazzam bir kahvaltı, aperatif bir öğlen yemeği, 5 çayının yoldaşı, hafif bir akşam yemeği seçeneği olabilir.  Otlusu, peynirlisi, patateslisi, kıymalısıyla bu günkü tarifimiz sac böreği.

Sac böreği tarifi veriyorum diye hava atacak değilim çünkü bu tarif, bir arkadaşım tarafından gözünün nuru annesine yapıldı. Kahkahaları, neşesi ve içtenliğiyle bu tarif için sevgili Nalan Hanım'a kocaman bir teşekkürü borç biliyorum. Şimdiden marifetli ellerine sağlık. Umarım siz de yemiş kadar olup, böreklerin sıcaklığını parmaklarınızda hissedersiniz.


MALZEMELER:

Hamur için:
  • 1 kg un
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yumurta
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • tuz
  • su
İç harcı için:
  • 1 kg ıspanak
  • 1 demet ısırgan otu
  • 500 gr lor peyniri
  • tuz
Üzeri için 2 su bardağı zeytin yağı, tereyağı

HAZIRLANIŞI:


Öncelikle hamuru hazırlayın. Tüm malzemeleri hamur teknesine koyup alığı kadar su ile cıvık bir hamur yoğurup, hamuru biraz dinlenmeye alın.



Daha sonra iç harcı için ıspanak ve ısırgan otunu incecik doğrayın, üzerine lor peyniri ve tuz ilave edip tüm malzemeler özdeşlenene kadar karıştırın. Bir yemek kaşığı zeytin yağı, biraz toz biber ve kimyon da eklenebilir.




Sonra dinlenen hamurdan açacağınız yufkaların büyüklüğüyle orantılı bezeler hazırlayıp, yufkalarınızı açın. Yarım daire olacak şekilde iç harcınızı yufkaya yerleştirip kapatın. İç harcınızın yufkayı delmemesine özen gösterin. Sonra tersyüz pişirip ocaktan indirip zeytin yağı ile böreğin her iki tarafını da yağlayın. Arzu edenler zeytin yağının içine 1-2 yemek kaşığı tereyağı da ilave edebilirler...


Sac börekleriniz hazır. Parmak uçlarınız biraz yanabilir ama, yerken kendinizi Ege'de, bir sahilde, dalga sesleri eşliğinde hissetmeniz acınızı biraz hafifletebilir. Tarif ve görseller için alkışlar Nalan hanıma... Teşekkürler...Musmutlu bir haftasonu dileklerimle...





20+5=MUTLULUK


Uzun zaman olmuş, mevsim dönmüş, gün solmuş, yapraklar savrulmuş...
 Huzur koşmuş, hayat coşmuş, mutluluk doğmuş...

Histerik gözyaşlarına uyandığım bir sabahta, akan damlaların bana ömrümün en mutlu haberini getireceğine hiç inanmazdım. Bu gözyaşlarıyla birlikte içimdeki kıpırdanan umutların yeniden yeşereceğini söyleseler asla kanmazdım. Ama büyük konuştum, tüm kalbimle yeniden inandım, tüm aklımla kandım.

Bu mutluluğun sebebi ise "Canım Kızım". Allah sağlıkla, mutlulukla kavuşabilmeyi nasip etsin bize.

Benden hayatın özeti bu kadar. Yedirip içirmeyi, süslü sofralar kurmayı, pişirip taşırmayı çok seven ben maalesef mutfak aşkımdan soğudum şu sıralar. Benim minik kızım, tamamıyle beni esir almış durumda. Ne yemek yapalım istiyor, ne de yemek yiyelim. Koca bir yazı tembellik yaparak geçirdik. Ancak ayılıyoruz.


Bu sofrayı işten kızlar için hazırladım. Tabi tek başıma değil. Sevgili Özen ve Nazan'ın da yardımıyla hoş sohbetli bir pazar kahvaltısı yaptık. Mevsimin cömertliğiyle soframızdaki herşeyin tamamına yakını organikti. Sabah önce buluşup pazar yollarına düştük, ardından pazardan aldığımız körpecik sebzelerle kendimize bir ziyafet çektik. Durumum sebebiyle çok özel tarifler yoktu. Sadece otlu peynirli poğaça bize eşlik etti.


Bizden haberler bu kadar. En kısa zamanda yeni tariflerle dönebilmeyi umut ediyorum. Musmutlu haftasonları...





Foccaccia


Güneşin yüzünü göstermeye başladı şu bereketli günlerde, canım şöyle baharatlı bir şeyler denemek istedi. Baharın geliyor olması sebebiyle taze baharatlara kavuşmanın heyecanını yaşıyorum. En çok da Fesleğene kavuşmayı bekliyorum. Fesleğene kavuştuğum ilk anda ise onunla güzel bir pizza tarifi deneyip sizlerle paylaşıyorum. Sadece fesleğen, cherry domates ve mozeralla peynirli bu pizzayı özleyenler parmak kaldırsın...

Yaz gelecek de pizza yapacağız deyip, beklemek istemeyenler için gelsin bu tarif. Bu tarifi kız kardeşim için kahvaltıya hazırladım. Sabah erkenden kalkıp mutfağın yolunu tutup açtım radyomu. Sonra balkona çıkıp güneşi çektim içime. Ardından bir çiftçi edasıyla balkondan biberiyeleri topladım, yıkadım ve ayıklayıp bir köşeye bıraktım. Sonra oturup uzun uzun sarımsak soyup biberiyelerle birlikte havana kattım ve başladım dövmeye. Ezildikçe etrafa muhteşem aromaların eşsiz kokuları yayılmaya başladı. Macun kıvamına gelince de üzerine zeytin yağı ekleyip başladım beklemeye.

Bekledim derken iş burada bitmedi elbette. Soğanlarımı karamelize ettim. Sonra da hamurumu mayaladım ve ortaya bu muhteşem ekmek çıktı. Foccaccia yolculuğumuz başlasın, aşağıda yolcu kalmasın...

Malzemeler:
  • 500 gr un
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 paket yaş maya
  • 1 adet küp şeker
  • yarım su bardağından biraz fazla zeytin yağı
  • 1 baş sarımsak
  • 4-5 dal biberiye
  • 1 adet soğan
  • 1 adet küp şeker
  • 5 yemek kaşığı zeytinyağlı domates sosu
  • tuz
Hazırlanışı: 

Yukarıda anlattığım gibi önce biberiyeli sarımsaklı zeytinyağımızı hazırlayıp bir köşede aromaların yağa geçmesi için bekletiyoruz. Sonra soğanı küp küp doğrayıp kısık ateşte ve bir tane kip şekerle karamelize olmasını sağlıyoruz. Karamelize olan soğanları soğumaya bırakıyoruz.  Daha sonra hamuru yoğurup içine tüm malzemelerini ekleyip mayalanması için üzerini hafif nemli bir bezle kapatıp bekliyoruz. Hamur için detay vermiyorum, burada önemli olan zeytin yağındaki aromayı ayarlayabilmek. Daha sonra önceden ısıttığımız 180 derecelik fırında 30-40 dakika pişiriyoruz.

Ben bunu soğukken daha çok sevdim. Sıcakken aromalarını tam alamamıştım ancak soğudukça daha da bir güzelleşiyor. Bu ekmeği sadece bir bardak çayla ya da  bizim gibi güzel bir kahvaltı sofrasında da tüketebilirsiniz.


Ben ve kardeşim bu ekmeğin kesinlikle biraz daha soğuyunca yenmesi taraftarıyız. Eğer siz de şöyle baharatlı bir şeyler olsa diyorsanız, ya da egeden, akdenizden esintilerle güne başlamak istiyorsanız bu lezzeti mutlaka deneyin.

Pizza


Dışarıda amansız bir yağmur, olsun varsın.
Ya da lapa lapa kar.
Belki de cıvıl cıvıl bir güneş.
Biz de yağmur var, ama olsun hafta sonunun geliyor olmasının mutluluğu yeter. Günü yarıladım bile ben. Erkenden kalktım, yağmuru izleyerek ve tatili gözleyerek kahvaltımı yaptım, işe geldim. Anlayacağınız tatili hak ettim. Eğer siz de benim gibi hafta sonu tatilini dört gözle bekleyenlerdenseniz bana bir göz kırpmanız yeterli.

Ballandıra ballandıra anlattığım tatilin baş tacı ise uzun uzun ve keyifle yapılan kahvaltılardır. Keyifli kahvaltı sofralarımızı bu hafta pizzalarla şenlendirelim istedim.

Hadi hanımlar kolları sıvayın, öyle özel malzemelere gerek yok, buzdolabında, buzlukta ne varsa çıkartın tezgaha. Hamurunuzu mayalayın, hamur dinlenirken siz de mantarı, biberleri, sucukları doğrayın. Yazdan hazırlayıp kaldırdığınız domateslerinizi çıkartın, baharatlarla aromatik bir sos hazırlayın. Elinizde ne kadar peynir varsa, hepsini dizin. Hadi eğlence vakti.


Malzemeler:

Hamur için:
  • 5 su bardağı un( Dr.Oetker pizza unu da kullanabilirsiniz)
  • 1 paket yaş maya (Yuva Maya tercihen)
  • 1 su bardağı ılık su
  • yarım su bardağı zeytinyağı
  • tuz ve 1 tane küp şeker
Üzeri için:
  • Sucuk
  • Mantar
  • Kırmızı ve yeşil biber
  • Zeytin
  • Domates sos
  • Mozzarella peyniri (Pınar, Yörsan, Bahçıvan gibi yerli markaları ucuza bulabilirsiniz)
  • Cheddar peyniri (Pınar ve benzer markaların var)
Hazırlanışı:

Öncelikle hamurumuzu yoğurup mayalanmaya bırakıyoruz. Üzerini muhakkak bir streç film ya da hafif nemli bir bezle kapatın.

Sonra malzemelerinizi hazırlayın, ben ben de olanları kullandım ama siz dolapta ne varsa onu kullanın. Ben kaşar peyniri yerine mozerella denedim, renk olsun diye de biraz cheddar peyniri kullandım. Domates sosunu biraz sarımsak, zeytin yağı, biraz biberiye ve bol baharatla harmanladım.

İşte şimdi işin zevkli kısmı, çoluk çocuk toplanın ve bu nefis pizzaları hazırlamaya başlayın. 


Ben hem pizzadan hem de mutluluktan kocaman bir dilim kaptım bile.
 Peki ya siz?
Mutlu tatiller...

Not: Dominos Pizza'nın Kayseri Ateşi'ne ailecek bayılıyoruz. Dominos'tan ricamız tariflerini bizlerle paylaşması :)


Cherry Domatesli, Hellim Peynirli Tart

Daha önce yaptığım tuzlu tart denemelerimin ardından uzun süredir cafefernando. com sitesinden görüp ayıla bayıla baktığım bir tarife geldi sıra. Oruçluyken yapımını oldukça uzun süreye yaydım ve iftarla birlikte bu eşsiz lezzete kavuşabildim.

Biberiyeyi ne kadar sevdiğimi söylememe gerek yok çünkü artık bütün yemeklerimde kullanıyorum. Benim cömert saksım da biberiyeyi ben koparttıkça daha da büyütür hale geldi. Ben tariften sadece tart hamurunu birebir tuttum. Onun dışında içeriğini kendim oluşturdum. Bu eşsiz tarif için hadi siz de kolları sıvayın bakalım...


Malzemeler:
Hamur için:

  • 1-1/5 su bardağı un
  • 150 gr tereyağı (soğuk ve küp küp dilimlenmiş)
  • 2 çorba kaşığı buz gibi su
  • 1 çay kaşığı tuz
İç harcı için:
  • yarım su bardağı beyaz peynir
  • 1 su bardağı hellim peyniri (rendelenmiş)
  • 15-20 tane cherry domates
  • 2 yemek kaşığı sızma zeytin yağı
  • biberiye, karabiber
  • domateslerin üzeri için keş rendesi
  • biraz kaşar peyniri rendesi
Hazırlanışı:

Öncelikle un ve tuzumuzu harmanlayıp içerisine küp küp doğrayıp soğuttuğumuz tereyağını ekleyip yoğuruyoruz. Hemen ardından sularını ekleyip hamurumuzu bir poşete atıp buzdolabından en az 1 saat dinlendiriyoruz. 


Dinlenen hamuru yağladığımız tart kalıbına koyup el yardımıyla açıyoruz. sonra önce beyaz peyniri, ardından rendelenmiş hellim peynirini hamurun üzerine ekliyoruz. sonra cherry domateslerini dizip üzerlerine biraz tuz döküp, keşleri rendeliyoruz. Sonra karabiber, zeytin yağı ve son olarak da taze biberiyeyi ekleyip önceden ısıttığımız fırında 40 dakika pişiriyoruz. Fırından çıkartmadan önce üzerine isteğe bağlı olarak kaşar peyniri rendeleyip ılık olarak servis yapıyoruz.



Siz de taze baharatlarla tartınızı çeşitlendirebilirsiniz. Benim için oldukça lezzetli bir seçenekti bu tart. Siz de sofralarınızda farklı lezzetler arıyorsanız, bu eşsiz tartı kaçırmayın.

Mutlu haftalar...

Taze Patates

Mevsiminin gelmesini dört gözle bekler oldum desem yeridir. Özellikle de incecik kabuklarıyla, taze baharatlarla daha da bir lezzetli gelir taze patates bana. Öyle patates düşkünü bir insan değilimdir, ama söz konusu taze patates olunca son iki yıldır galiba büyük bir tutkuyla bağlandım bu eşsiz lezzete.

Yanında süzme yoğurt ya da sadece zeytin yağlı olması yeter de artar bile... Ama tazecik biberiyeye ve sarımsaklısına da asla hayır demem doğrusu....


Bunun için ekstra bir tarif vermeye gerek duymuyorum. Eğer elinizin altında taze patatesleriniz varsa pişirme sürecindeki çeşitlendirme size kalsın. Ben bir kase içerisinde zeytin yağını, püre haline getirdiğim sarımsağı, taze biberiyeyi ve toz biberi iyice harmanladım. Bu karşımla patateslerimi yağlayıp pişirdim. Bir kase süzme yoğurtun içine bir kaşık labne peyniri ekleyip çırptım ve üzerine italyan otlarını değirmenden geçirdim. Sonrası ise damak çatlatan cinsten oldu.


Patatesin en sevdiğim hali... Tüm aromaları içinde barındırıyor bu pişirme şekliyle.


Bu eşsiz lezzete siz de kayıtsız kalmayın...
Mutlu haftalar...

Peynirli Börek


Günler öyle hızlı geçiyor ki, saate bakınca sadece 11:30 ve 16:45'leri görüyorum. Ne zaman öğlen oldu, ne vakit gün akşam oldu anlamıyorum. Bunun etkisinde, her sabah giyinirken "Allah'ım ne olur akşam bir an önce olsun! Hatta gözlerimi kapatıp açayım ve akşam olmuş olsun!" diye içten yaptığım duaların etkisi nedir bilemem. Mevsim artık iyice kendini hissettirir oldu. Her ne kadar hala gök gürlese de yine yaz geldi artık.

Amasrayı anlattım, Safranboluyu da ama oradan aldığım lezzetli şeylerden bahsetmeye hiç fırsatım olmadı. Neler mi aldım? Manda yoğurdu, tazecik inek peyniri, şifalı kırk kilit otu, mis gibi çilek, safranlı lokum, bağlar gazozu ve daha nicesi. Manda yoğurdu azıcık ağırdı. Ama peynire laf yok.

Bu peynir öyle marketten aldığınız peynirlere benzemiyor. Sapsarı rengiyle, mis gibi kokusuyla, Amasra pazarından aldığım peynirle yaptığım bir börek bu. Lafı fazla uzatmadan tarife geçelim.



Bildiğiniz malzemelerle yapılan oldukça pratik bir tarif. O sebeple uzun uzun tarif vermeyeceğim. 3 Adet yufka, biraz süt, yoğurt ve yumurta, içi içinse peynir ve maydanoz. Gerisi size kalmış.

Haftasonu geldi yine, eve gidip kendimi çimenlerin  içine ormana atmak istiyorum. Gerçi bu gün öğle tatilinde ormanda yürüyüş yaparken soğuk bir süprizle karşılaştık. Uzun zamandır böyle korktuğumu hatırlamıyorum. Tempolu tempolu yürürken az daha güneşlenen bir yılanın üzerine basıyorduk. Ben ondan o da benden korktu, nihayetinde ise her ikimiz de farklı istikametlere doğru hızla arkamıza bakmadan yol aldık. Yılanla ilgili kötü bir anım var, küçük büyük farketmez adı bile yeter benim için.

Yaşasın tatil deyip, yarın sabah böyle bir kahvaltıyla güne başlamak istiyorum.


Mutlu tatiller...

Mantı


Uzun zamandır evde mantı denemek istiyordum. Hani öyle pek de mantı düşkünü olduğum söylenemez ama merak işte. İnternetten yaptığım araştırmalar sonucu girdim mutfağa. Aldığım tarifle ortaya harika bir hamur çıktı. İç harcını ise kendi damak tadıma uygun olarak hazırladım. Minicik minicik kapatmak benim işim değilmiş, onu da anlamış oldum ilk denememde. Ben de aldım merdanemi elime başladım kendimce mantımı hazırlamaya.


Malzemeler:


Hamur için:

  • 3 su bardağı un
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı su
  • tuz
İç harcı için:
  • 250 gr kıyma
  • 2 adet soğan
  • tuz, karabiber ve pul biber
Üzeri için:


  • 1 kase süzme yoğurt
  • 2 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:

Önce hamuru hazırlayıp yarım saat kadar dinlendiriyoruz. Hamur dinlenirken kıymalı harcı hazırlayıp ılımaya bırakıyoruz. Sonra hamuru ceviz büyüklüğünde parçalara ayırıp, merdane yardımıyla açıp, harcını ekleyip kapatıyoruz ve tuzlu kaynar suda haşlıyoruz. Haşladığımız mantıların üzerine sarımsaklı yoğurt döküp, tereyağında kavurduğumuz domates salçasını döküp servis yapıyoruz.


Dumanı üzerine mantılarım...İlk başta küçük yaptıklarım da var.





Mantı tamamıyla bana uzak bir tarif ama hazır alıp yemektense sene de bir defa kendim yapmayı tercih ediyorum. Uzmanı olmadığım bir konuda da öyle detaylı bir tarif veremedim maalesef. Ama lezzetinden eminim. 

Herkese mutlu haftalar dilerim...

Arpa Şehriye Salatası


Genellikle tatlı seven birisi olarak son bir yıldır canım çeke çeke acılı ve ekşili tatlara neredeyse aşerir oldum. Mesela akşamları evde televizyon izlerken birden burnuma kısır, çiğ köfte kokuları, ekşili acılı lezzetlerin tatları çalınır oldu. 2011 yılının son aylarını bol miktarda çiğ köfte yiyerek geçirdim. Sonra ise arkadaşlarla buluşmalarda bir gün aklıma şöyle bol nar ekşili, acılı bir kısır düştü. Önceden olsa bir çikolatayla idare eder, ya da hemencecik bir puding yapar işten sıyrılırdım.

Bu günlerdeki favorim ise bu şehriyeli salata oldu. Salatalık turşusunun o sirkeli tadı beni benden alıyor. Yemeklerin yanında yemeyi tercih ediyorum.

lafı fazla uzatmadan bu tarife geçmek istiyorum. Birkaç farklı çeşidini denediysem de ben en çok kendi yaptığımı beğendim. Arpa şehriyeyi haşlamak bana pek lezzetli gelmedi, ben de güzelce kavurup pilav gibi pişirdim.

Malzemeler:

  • 1 su bardağı arpa şehriye
  • 1 adet tavuk göğsü
  • 4 adet közlenmiş kırmızı biber
  • yarım demet maydanoz
  • yarım demet dereotu
  • 1 su bardağı doğranmış salatalık turşusu
  • 1 adet havuç
  • Birazcık göbek salata
  • 1 su bardağı mısır (isteğe bağlı)
  • yarım çay bardağı sıvı yağ
  • tuz
Hazırlanışı:
Önce arpa şehriyeyi yağla kavurup, pilav gibi pişirip demlenmeye bırakıyoruz. Sonra tavuk göğsünü haşlayıp minik minik didikliyoruz. Sonra da tüm malzemeleri buluşturup salatamızı tamamlıyoruz. Ben ilk denememde mısır eklememiştim. Ancak dün yaptığıma ekledim ve sonuç daha da lezzetli oldu. Salatamızı ılık olarak servis ediyoruz.


Ekşili, sirkeli bir tat arıyorsanız mutlaka deneyin.

Mısır Unlu Tuzlu Kek

Aslında bir kaç gün daha yeni eklemeler yapmayı düşünmüyordum. Ama sevgili arkadaşlarım benden bu kekin tarifi istediler. Ben de onları kırmamak adına tarifi yayınlamaya karar verdim.

Malzemeler:
  • 1.5 su bardağı mısır unu
  • 1.5 su bardağı un
  • 4 adet yumurta
  • 1 su bardağı siyah zeytin (çekirdekleri çıkartılmış)
  • Yarım demet maydanoz
  • yarım demet dere otu
  • 1 su bardağı Muratbey beyaz peynir
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • tuz
Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri karıştırarak bir hamur karışımı hazırlayın, yağladığını tepsiye döküp kendiliğinden tepsiye yayılmasını bekleyip, önceden ısıttığımız fırında 30 dakika kadar pişirin.

Oldukça pratik ama bir o o kadar da lezzetli bir kek bu. Tüm malzemeler karışınca ortaya harika bir aroma çıkıyor.


Çay Saati

Muhteşem ama yorucu bir hafta sonunun ardından yeni bir haftaya başladık. Oldukça yoğun bir hafta sonuydu. Bizi asıl mutlu eden ise tatlı İroş'un bize gelmesi, bizimle uyuması ve bize mutlu dolu anlar yaşatmasıydı. İrem kim mi? İrem eltimin kızı. Dünya tatlısı, uyumlu ve şirin bir çocuk. Bütün bir hafta sonu yengesine ve amcasına mutlu anlar yaşattı. Gelecek olan misafirlerim için bana yardım etti. Kremaları, tencere de kalan çikolata soslarını, kekten artan hamur artıklarını parmaklarıyla bir güzel yaladı. Profiterolları doldurmama ve sofrayı kurmama yardım etti. kısacası, amcası ben ve İrem bütün hafta sonunu bolca eğlenerek geçirdik.

Bu hafta sonu arkadaşlarımla yaptığımız toplantı bendeydi. Biraz yorucuydu ama değdi doğrusu. Çok keyifli anlar yaşadık. İrem'inde onlar gelince çekinmemesi beni çok mutlu etti. Gayet uyumlu bir şekilde yabancılık çekmeden vakit geçirdi bizimle. Bizden sıkıldığı zamanlarda ise kendi kendine oynadı.

Şimdi sıra geldi neler ikram ettiğime. İlk düşüncem şuydu sofrayı hazırlarken. Az  ama öz ve herkes tarafından sevilecek tatlar hazırla. Cuma günü akşam başladım hazırlıklara.


Menümde:
  • Profiterol
  • Kısır
  • Etimek Tatlısı
  • Çikolata Kaplı ve Topitanemli Browni
  • Muhacir Böreği
  • Sigara Böreği
  • Bademli Kavala Kurabiyesi
  • Mısır Unlu Tuzlu Kek
vardı. Daha önceki deneyimlerinden de faydalanarak en sevilenleri ve çok yenenleri yapmaya özen gösterdim. Bu hafta içinde tariflerini yavaş yavaş ekleyeceğim.

Kısır yapmayı düşünmüyordum ama çok uzun zamandır kısır yemediğimi düşününce şöyle ekşili ve acı biber turşulu bir kısır düştü aklıma hal böyle olunca da arkadaşlarım gelmeden önce hemen bir kısır hazırladım. Yalnız yerken kısır tariflerinden bahsederken birden içine kırmızı toz biber dışında hiç bir baharat koymadığımı farkettim. Artık nasıl yoruldumsa.


Acaba yerler mi yoksa ziyan mı olur diye düşünürken herkes kısıra hücum etti. Meğer kimse uzun zamandır kısır yemiyormuş. Hal böyle olunca herkes neredeyse 2 şer kase kısırı yedi ve erkenden doyduk nidaları yükseldi:))


Bu da benim favorim. Mısır unlu tuzlu kek. İlk evlendiğim yıl, iş arkadaşlarım bana geleceklerinde denemiştim bu tarifi ilk. Ve çok beğenmiştim. Zeytin, beyaz peynir, maydanoz ve dere otunun muhteşem birleşimi...


Severek, içim kıyılmadan yiyebileceğim tek şerbetli tatlı. Nar, etimek ve krem şantinin muhteşem buluşması...


Klasik bir lezzet, sigara böreği...


Kanal d nin Mutfağım isimli programında görüp kesinlikle denemeliyim dediğim bir lezzet. Tereyağıyla, mayalı hamurun böreğe verdiği tada, böreğin yumuşaklığına inanamayacaksınız.


Elbette Brownim. Üzeri bitter çikolata kaplı, topitanemle lezzetlendirilmiş...



Hafif bir lezzet...

Bademli, ağızda dağılan bir kurabiye...

Her birinin tariflerini sırayla ekleyeceğim.


Karışık Pide

Hafta sonumun en büyük keyiflerinden biri de kanallardaki yemek programlarını takip etmek, izlerken bolca "hmmm, nımmm, nommm" gibi homurtular çıkartmak, sonrasında ise beğendiklerimi mutfakta soframıza hazırlamak.

En son Arda'nın Mutfağını izledim. Arda Bey pide yaptı, kıymalı, kavurmalı kaşarı ve yumurtalı ve tahinli. Bir Konyalı olarak eşimle programı izledikten sonra muzip bir bakışla, kahvaltıda yesek ne güzel olurdu gibi sözlerin ardından, pazar sabahı üşenmeyip erkenden kalktım ve kolları sıvadım bu enfes pideleri yapmaya.

Tarifleri bire bir uygulamadım. Harç malzemelerini ve hamurunu kendim hazırladım. Hamurunu klasik pizza hamurundan, 3 ayrı pide olacak şekilde hazırladım. Sadece tahinli olanını bire bir oldu sanırım harç bakımından.

3 pide için de ortak hamur tarifi:

Malzemeler:


  • 1, 1/2 su bardağı ılık su
  • 1 yumurta
  • 5 su bardağı un (1 su bardağı hamuru açarken kullanın)
  • 1 tane küp şeker
  • 1 tatlı kaşığı kuru maya
  • tuz
Hazırlanışı:

Maya, şeker ve ılık suyu karıştırıp kabaran mayayla hamurumuzu yoğurup üzerine hafif nemli bir bez örtüp 30 dakika dinlenmeye bırakıyoruz. Sonra kabaran hamurumuzu 3 eşit parçaya bölüyoruz.

KAŞARLI VE PASTIRMALI PİDE



Harç
Malzemeler:
  • 100 gr pastırma
  • 100 gr kaşar peyniri
  • 50 gr tereyağı
  • 1 adet yumurta
Hazırlanışı:

Birinci bezemizi alıp, oklava yardımıyla öne ve arkaya olmak üzere pidemizi açıyoruz. Açtığımız hamurun üzerine çırptığımız yumurtadan sürüyoruz. Sonra üzerine pastırma ve kaşarları yayıp kenarlarını kapatıp, yumurtalayıp, fırına sürüyoruz.


Fırından çıkan pidelerimize tere yağını sürüp afiyetle yiyoruz. Benim birinci favorim buydu. Çok büyük bir iştahla tükettim. Ayrıca de çok harika bir tadı vardı.

PATATESLİ KAPALI PİDE




Harç
Malzemeler:
  • 3 adet orta boy patates
  • yarım demet maydanoz
  • karabiber, tuz, kimyon ve kırmızı biber
Hazırlanışı:

Hamuru gene aynı şekilde açıp tüm harmanlayıp hazırladığımız tüm harcı hamurun üzerine boşaltıyoruz. Sonra küçük küçük tereyağ parçacıkları ekleyip hamurumuzun üstünü kapatıp, yumurtalayıp, fırına veriyoruz. Çıkan sıcak pidelerimizin üzerini tekrar tereyağıyla lezzetlendiriyoruz.




TAHİNLİ CEVİZLİ PİDE


Harç
Malzemeler:
  • 1 çay bardağı tahin
  • yarım bardağı ceviz (kırılmış)
  • 1 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 çorba kaşığı pudra şekeri
Hazırlanışı:

Hamurumuzu yine aynı şekilde açıp, önce bir fırça yardımıyla tüm tahini hamur yüzeyine sürüyoruz. Sonra ceviz kırıklarını ve en son olarak da toz şekeri serpip hamuru önce enlemesine rulo gibi sarıyoruz. Sonra da salyangoz şekli verip pişmeye bırakıyoruz. Fırından yükselen kokulardan, birazdan enfes bir tatlının çayınıza şeker olacağı anlıyorsunuz. Fırından çıkan tahinli pidenin üzerine bolca pudra şekeri ilave edebilirsiniz. 



Kaşarlı ve pastırmalı pideyi çok beğendim. Kaşar ve pastırma yerken, çıtır çıtır yumurtalı hamurla eşsiz bir lezzet yakalamıştı. Tereyağı ve yumurta çok daha nefis bir lezzet katmış.

Ben hamur işlerinde patatesi sevmiyorum. Bu patatesli kapalı pideyi eşim ayıla bayıla yedi.

Çok doyduğumuz için tahinli pidemizi daha sonra çayla tükettik. Ceviz ve tahini çok severim ben. Kahvaltı soframda da bolca tüketirim. Pideye de çok yakıştı.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...